Türk spor camiasının ünlü isimlerini de mağdur eden Seçil Erzan skandalı, milyonluk dolandırıcılık iddialarıyla gündemi sarsıyor. “Özel fon” vaadiyle futbol dünyasından tanınmış kişilere yatırım yapma sözü vererek milyonlarca lira topladığı iddia edilen Seçil Erzan, tutuklu olarak yargılanıyor. DenizBank, bu skandalda sorumluluktan kaçınmaya çalışırken, olayda bankanın yönetim zaafiyeti ve denetim eksikliklerinin de rol oynadığı iddiaları dikkat çekiyor. Olayın bir sonraki duruşması 15 Kasım 2024’te gerçekleşecek ve kamuoyu gözünü DenizBank’ın savunmasına çevirmiş durumda.
Skandalın İlk Sinyali: Atilla Baltaş Uyanıklığıyla Büyük Kayıpları Önledi
Olayın ilk ortaya çıkmasını sağlayan isim iş insanı Atilla Baltaş oldu. DenizBank aracılığıyla yatırım yapma niyetinde olan Baltaş, Seçil Erzan’ın önerisiyle “gizli fon” adı altında bir yatırım planına dahil oldu. Ancak Baltaş, kısa süre sonra işlerin ters gittiğini fark edip 5 milyon dolarlık ek yatırımını durdurdu. Bu hamlesi, mağdurların daha büyük bir kayıptan korunmasına yardımcı oldu. Buna rağmen kamuoyunda Baltaş’a “faizci” ve “tefeci” gibi suçlamalar yöneltildi, ancak o, bu süreci ortaya çıkaran ve mağduriyetleri gündeme taşıyan taraftı.
DenizBank’ın “Saha Dışı” Savunması
DenizBank, dolandırıcılık faaliyetlerinin Erzan’ın şahsi ilişkileri üzerinden, banka dışında yürütüldüğünü savunuyor. Ancak 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na göre banka kaşesi taşıyan her belge bankanın sorumluluğu altındadır. Bu durumda, Erzan’ın mağdurlara banka kaşesi taşıyan belgelerle güvence sağlaması, dolandırıcılığın sadece bireysel bir hata olarak değerlendirilemeyeceği sorusunu akıllara getiriyor. Banka, mağdurları “nitelikli yatırımcı” olarak nitelendirerek, yatırım kararlarını sorgulama yükümlülüğünün kendilerinde olduğunu savunuyor.
Banka Yönetimi Ne Kadar Suçlu?
DenizBank, Seçil Erzan’ın “özel fon” vaadiyle banka kaşesi kullanarak işlem yapmasına nasıl izin verildiği sorusunu yanıtsız bırakıyor. Erzan, banka dışındaki işlemlerle suçlanıyor olsa da, banka kaşeli belgelerin dolandırıcılık sürecinde nasıl kullanıldığı henüz açıklığa kavuşmuş değil. 15 Kasım 2024’teki duruşmada, gözler bir kez daha DenizBank’ın yönetim zaafiyeti iddiaları ve olayda ne ölçüde sorumlu olduğuna dair yapılacak savunmada olacak.